
Güncel Yazılarımı Uplifers.Com adresinden takip edebilirsiniz.
Bilinçaltı temizliği: Hayatınızı değiştirebilme gücüne sahip olduğunuzu bilmek ister misiniz?
16.01.2019
Son zamanlarda bilinçaltı temizlik yöntemlerini sıkça duymaya başladık. Peki nedir bu bilinçaltı? Yaşamımızı nasıl yönetiyor?
DNA’mız ve epigenetik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Amerikalı Biyolog Profesör Dr. Bruce H. Lipton bilinçaltını şu şekilde tanımlıyor: “Bilinçaltı bir kaset çalar gibidir, kaseti değiştirmediğiniz sürece dinlediğiniz şey değişmeyecektir”. Bu tanıma şimdi biraz daha yakından bakalım.
Devamı için tıklayın

Olumlu düşünce nelere kadirdir: Biz Ay’a bakmasaydık Ay orada olur muydu?
30.01.2019
Niyetinizin ve odağınızın hayatınızda neleri var ettiğini bilseydiniz; bundan çok daha farklı his ve düşüncelere sahip olmayı seçer miydiniz ?
Öncelikle şunu belirtmeliyim; kuantum evreninde olasılıklarımız sonsuz… Ta ki siz, yani gözlemci gözlemi gerçekleştirene kadar…
Devamı için tıklayın

Sezgilerimize nasıl bu kadar yabancılaştık: Akıl çağının getirdikleri
13.02.2019
Vücudumuzda yarattığımız stresten bihaber; her geçen gün işyerinde altından kalkmayı başardığımız daha çok işle, daha çok işi hallettiğimizi sanıyoruz… Son çeyrek asırdır rakamların, mantık ve rasyonelliğin içinde kaybolduk.
Bu yolda belki de en çok içsel rehberliğimizi kaybettik, sezgilerimize yabancılaştık, sırtımızı döndük.

Bilinçaltınızda büyük bir temizlik yapmaya var mısınız: Thetahealing
27.02.2019
“Kendini küçük görme. Sen yürüyen evrensin,” diyor Hz. Mevlana, ne kadar güzel özetlemiş değil mi? Biz evrenden ayrı, evren bizden ayrı düşünülebilir mi ki ? Farkında olsak da olmasak da bir bedenden çok daha fazlasıyız. Bir ruha, bilim insanlarının artık aletlerle ölçebildiği aura alanına, manyetik ve enerjitik alanlara sahibiz. Etrafımıza, yaşadığımız her an sözlerimizle, düşüncelerimizle, hislerimizle titreşimler yayıyoruz.

Şifacı insan: Kendinizi iyileştirme gücünüzün farkında mısınız?
13.03.2019
Televizyonlara dikkat edin; her iki reklamdan biri ilaç, vitamin üzerine. Bu reklamlar bilinçaltımıza şu mesajı veriyor: Bedenin sorunlu, sen sorunlusun… 19.yy başlarında 50’den az psikolojik rahatsızlık varken 2000’li yıllara geldiğimizde bu sayı 250’yi aşmış durumda! Artık her ruh halimiz için ayrı ayrı etiketleniyoruz. Yeni etiketlerimizi, yeni gerçekliğimiz haline getiriyoruz; devamlı hasta, sorunlu olduğumuza inanıyoruz. Ve neye inanırsak ona dönüşüyoruz.

Ruhunuzun yaşam enerjisine yol açın: Çakralar
27.03.2019
Aslında fiziksel bedenimizde ortaya çıkan tüm hastalıklar, bizlere hayatımızda iyileştirmemiz gereken yönlerimiz, hayat derslerimiz konusunda yol gösterir. Ben tüm hastalıkları ruhumuzun çığlıkları olarak görüyorum. Çünkü insan bedeni yaradılışı gereği sağlıklı olmaya programlanmıştır. Boğazınız ağrıdığında lütfen düşünün; kendinizi kime, ne zaman ifade edemediniz? Gözlerinizde alerjik reaksiyon varsa sorun; kimi, neden görmek istemediniz? Her şeyin cevabı, şifası sizin ruhunuzda saklı.

Her şey beynimizde başlıyor: Bilinçaltı hayatımıza nasıl etki eder?
10.04.2019
Her bir düşünce veya fikir, bir fiziksel reaksiyona neden olur. Kişinin düşünceleri bedeninin tüm fonksiyonlarını etkileyebilir. Örneğin endişe içerikli düşünceler, midede birtakım değişimler yaratarak ülsere yol açabilir. Öfke içerikli düşünceler, böbreküstü bezlerini uyararak, kandaki adrenalini artırır ve birçok beden değişimine neden olur.

İçimizdeki savaş: Bilinçaltımız sandığımızdan çok daha fazlasıysa?
24.04.2019
1990’lı yıllarda evlerimize girmeye başlayan internetle birlikte her şeye, her an erişir duruma geldik. Atladığımız tek nokta şuydu; aynı şekilde “erişilebilir” olduğumuzdan bihaberdik. Çok uzağa gitmemize gerek yok. Bunu son ABD başkanlık seçimlerinde yaşadık. BBC News şöyle diyordu: “Facebook’un 87 milyon kullanıcının bilgilerini Cambridge Analytica adlı siyasi danışmanlık şirketiyle izinsiz paylaşması üzerine sosyal medya platformlarına yönelik tepkiler de arttı. Verilerin, Cambridge Analytica tarafından 2016 ABD başkanlık seçimlerinde seçmen davranışlarını etkilemek için kullanıldığı söyleniyordu.” Peki bu ilk miydi ? Tabi ki hayır..

Hastalıklar zihinde başlıyor: Hangi duygu hangi hastalığa neden oluyor?
08.05.2019
“Hastalıkları kendimize, aynı diğer insanları çektiğimiz gibi paralel inanç sistemleri aracılığıyla çekeriz. Bir virüs, bakteri, maya veya mantar bile, aynı inanç sistemine sahip olduğumuzda bize çekilecek ve bize bağlanacaktır. Kendimize dikkatlice bakalım. Parazit enerjilerin insan karşılıklarını çekiyor muyuz?” Vianna Stibal- Thetahealing tekniğinin kurucusu

Hastalıklar zihinde başlıyor 2: Çağımızın önemli hastalıklarının ruhsal nedenleri
22.05.2019
“Günümüzde tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat, yüzyıllar öncesinde şifanın kaynağı olarak içimizdeki doğal iyileştirme gücüne işaret etmişti. Tabii modern çağ ve hayatın koşuşturması ile birlikte “bütünsel sağlık” anlayışını bir kenara bırakarak sadece bedenimizdeki “semptomları” tedavi etmeye başladık. Peki ya hastalığa sebep olan nedenler, inanç kalıpları, duygular, travmalar? Onları da değiştirmeden tam anlamıyla “iyileşmek” mümkün mü?

Genetik hastalıklar gerçekten kaderimiz mi?
05.06.2019
“Genetik çağının başlangıcından beri, genlerimizin hizmetinde olduğumuzu kabul etmek üzere programlandık. Şu an dünyada sürekli beklemedikleri bir anda genlerinin onlara düşman olacağı korkusuyla yaşayan bir sürü insan var. Patlamaya hazır birer bomba olduklarını sanan bir yığın insan düşünün. Annelerinin, kardeşlerinin, teyzelerinin ya da amcalarının hayatlarında olduğu gibi kendi hayatlarında da bir gün kanserin beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmasını bekliyorlar."

Bilinçaltınızdaki kayıtları keşfedin: Kas testi
19.06.2019
“Kas testi bize her şeyden önce iç dünyamızın derinliklerine inip zihinsel ve duygusal boyutlarımızla çalışma imkanı sunuyor. Geçmişten getirdiğimiz tamamlanmamış deneyimlerimiz varsa ya da geleceğe dair endişeler yaşıyorsak doyumlu bir hayat yaşamamız mümkün değil. Bizi heyecanlandıracak soru şu: Tüm sınırlarımdan, şüphelerimden ve dirençlerimden özgürleştiğimde ben kimim?”

Hayatınıza yön veren nedir: Beyninizin gücünü hafife alıyor olabilir misiniz?
03.07.2019
Evren enerjidir, siz enerjisiniz. Ve her canlı/cansız varlık gibi sizin de kendinize özel bir titreşiminiz var. Hayatınıza sözlerinizle, düşünce ve inançlarınızla uzun süreli yaydığınız bu titreşimler, bir süre sonra maddeye dönüşmeye başlıyor. Evrenin bu en temel kanununu ünlü fizikçi Einstein “enerji= madde (E=mc2)” formülü ile açıklıyor. Bu öylesine bir evrensel ve kadim bir gerçektir ki Einstein’dan binlerce yıl önce yaşamış bilgeler/ üstatlar bile inançlarımızın gücünü keşfetmiş; bunlarla ilgili çok sayıda öğüt vermişlerdir.

Nefret ettiklerinize tekrar dikkatlice bakın: Onlar sizin aynanız
17.07.2019
Sevgili can parçalarım, işte sizlere hem iyi hem kötü haber; hayatınıza giren herkes sizlere bazı dersleri öğretmek için var. Ne zaman ki bizler bu dersleri alıp kendimiz için bitiriyoruz; o zaman ya o kişilerin bize yaklaşımı tamamen değişiyor; ya da artık bizlere hizmet etmedikleri (aynı zamanda bizlerle frekansları da eşleşemediği için) yollarımız bir şekilde ayrılıyor. Denklem aslında bu kadar basit…
Enerji bedenlerinize merhaba deme zamanı: İçinizdeki 4 bedeni keşfedin
31.07.2019
Tüm enerji bedenlerimiz içinde en yüksek titreşime sahip olan bedenimizdir. Ruhsal beden yoluyla “birlik” duygusunu en üst düzeyde yaşarız, Her şeyin Yaratıcısı ile bütünleşiz. Eğer aydınlanmış bir ustanın huzurunda bulunma fırsatını yakalamışsanız, birkaç kilometre ötesinde bile atmosferin nasıl aniden değiştiğini fark etmişsinizdir. Hz Mevlana’nın da ruhsal bedeninin tüm Konya’yı kapladığı, şehre girildiği andan itibaren bu sevgi dolu enerjinin hissedildiği rivayet edilir.

Bahanelerimiz bittiyse: Şimdi harekete geçme zamanı
21.08.2019
Alışverişte, dostlar meclisinde, işyerinde… Her yerde, her an şikayet halindeyiz. Çözüme giden alternatif yollar, ruhumuzu hafifletecek yöntemler bize sunulduğunda ise bahanelerimiz hazır: Suçlu olan karşı taraftır, önce onun değişmesi gerekiyordur. Zaten ne kendimize ayıracak zamanımız; ne de yeterince paramız vardır. O sırada önemli bir travma da yaşamışızdır; önce onu atlatıp sonra bu işlere girişebileceğizdir. Ya da çocuğumuz liseyi, üniversiteyi bitirsin öyle başlayacağızdır ruhumuzu düşünmeye…

Mutluluk için onu görebilen gözler gerekir: Mutluluğu uzaklarda arıyor olabilir miyiz?
04.09.2019
Saatte 200 km hızla giden bir aracın içindeyken çevrenizdeki güzelliklerin, masmavi gökyüzünün, yanından geçip gittiğiniz insanların farkına nasıl varabilirsiniz? Biz artık hayatı hiç olmadığı kadar ıskalıyoruz, ıskalamaktan da bir o kadar korkuyoruz. Sürekli mutluluğu kovalıyoruz. Dahası, kendimize sürekli yeni hedefler koyup onlara ulaşınca mutlu olacağımıza inanıyoruz. Mutluluk artık işyerinden aldığımız terfide, kazandığımız parada, hatta bindiğimiz arabanın, taktığımız kol saatinin markasında.

Sadece 5 duyumuz mu var: Ya gerçeklik gördüklerimizin çok ötesindeyse?
18.09.2019
Yakın zamana kadar dış çevreyi algılamamız için 5 duyumuzu (görme, işitme, tat alma, dokunma, koku alma) kullandığımızı varsayıyorduk. Ancak New Scientist dergisinin yayımladığı araştırmaya göre biliminsanları tam 33 adet duyumuz olduğunu keşfetti. İnanılmaz değil mi?
Bu gelişmeye ek olarak duyu niteliğimizin boyutu bile tartışmaya çok açık. Hayvanlar dünyanın manyetik alanını yer/yön tayininde bir navigasyon gibi kullanabilirken insanoğlu olarak yön bulmak için mıknatıs temelli pusulaları veya dünyanın yörüngesine yerleştirdiğimiz uyduları kullanmak zorunda kalıyoruz, çünkü bunu hissedecek reseptörlere sahip değiliz. Peki bizler manyetik alanı görüp, hissedemediğimiz için yok mu sayacağız?

Eş seçiminizde bile bilinçaltınızın devrede olduğunu biliyor musunuz?
02.10.2019
Çok uzağa gitmenize de gerek yok. Eğer evli bir kadınsanız eşinizin babanızla, eğer evli bir erkekseniz eşinizin annenizle büyük davranışsal benzerlik taşıdığını keşfetmiş olabilirsiniz (tam tersi yönelimde bulunan azınlığı bu tespitimin dışında bırakıyorum). Çünkü bilinçaltımız biz daha 0-6 yaş aralığındayken ideal eş tanımını genelde kendi ebeveynlerimiz üzerinden yapar.

İlişkilerin çıkmaz sokağından bir ses yükselir: “Ben değişemem”
16.10.2019
Siz hala değişmediğinizi mi düşünüyorsunuz? 2014 yılında Daily Mail gazetesinde yayımlanan bir araştırma sonucuna göre;
Mide duvarınız kendisini 3-5 günde yeniliyor. Tüm cilt epiderm hücreleriniz 2 haftada bir yenileniyor. Bağırsak hücrelerinizin kendini yenileme hızı ise muazzam. Tüm bağırsak hücreleriniz 2-5 günde bir yenileniyor. Diyeceğim o ki; siz değişimin kendisisiniz. Değişim her zaman var ve her zaman olacak. Her şey belki de önce değişimi kabul etmekle başlayacak.

İlişkilerin en büyük zehiri: Mahşerin dört atlısıyla tanışın ve önleminizi alın
30.10.2019
Aldığım kişisel gelişim eğitimlerinden bir tanesinde John Gottman’ın “Evliliği Sürdürmenin Yedi İlkesi” kitabı önerilmişti. Kitabın yazarı, aynı zamanda bir psikolog olan John Gottman, eşiyle birlikte 35 senede 3000’den fazla çifti araştırmışlar. Uzun yıllar süren bu araştırmaların sonucunda ilişkilerin bitmesine yol açabilecek dört temel davranış biçimini ortaya koymuşlar; bunları da “Mahşerin 4 Atlısı” olarak tanımlamışlar. Gelin şimdi bu kitaptaki bilgeliğe kulak verelim…

Sevgiliyle aynı dili konuşmak: 5 farklı sevgi dilinden hangisi kullanıyorsunuz?
13.11.2019
Hepimizin baskın bir sevgi dili var. Ve karşımızdaki insana sevgimizi de bu dili kullanarak göstermeye çalışıyoruz. Belki eşimiz hediyelerden hoşlanmıyor, biz özel günlerde -kendi sevgi dilimiz hediye almak olduğu için- onu hediyelere boğuyoruz. Belki eşimiz kaliteli zaman geçirmeyi seviyor, oysa biz onunla birlikteyken elimizden telefonu düşürmüyor, muhabbet ederken bile bir gözümüzü, kulağımızı sürekli televizyona veriyoruz. Sonrasında ise bize neden bu kadar sinirlendiğini ya da neden aldığımız hediyeye sıradan tepki gösterdiğini düşünüp içerlemeye başlıyoruz.

Frekansınız yüksek dağlarda mı, alçak ovalarda mı: Frekansınızı nasıl yükseltebilirsiniz?
11.12.2019
Dünyaca ünlü pek çok biliminsanı yüzyıllardır evrenin işleyişi üzerine pek çok fikir ortaya atmıştır. Tüm bu fikirlerin en temelinde ise şu yatar: Her canlının/maddenin bir titreşimi var. Pek çok spiritüel öğreti bizlere bedenimizin frekansını yükseltme şansını verir, hatta bunu amaçlar. Peki hiç düşündünüz mü bedenimizin frekansı yükseldiğinde neler oluyor ?

Bu yazı bir uyanış çağrısıdır: Einstein’ın kızına mektubu, yanan ormanlar, insanlık…
08.01.2020
Sevgili Lieserl, bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor, evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.
Bu evrensel güç SEVGİDİR.
Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

Madalyonun görünmeyen yüzü: Stres bedenimize neler yapıyor?
12.02.2020
İşte bilim dünyasını günümüzde meşgul eden sorulardan biri de bu: Bizler, bizden sonraki nesiller, yani çocuklarımız bugün bizim yaşadığımız stresten nasıl etkilenecekler? Hangi bedelleri ödeyecekler? Bizler artık biliyoruz ki çoğu kalıtımsal özelliğimizin yanında atalarımızın yaşadığı travmalar da yıllar sonra bile epigenetik yoluyla sonraki kuşakların fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde çok önemli etkilere sahip olabilir.

Kronik stres: Günlük hayatta stresle nasıl baş edebilirsiniz?
11.03.2020
Binlerce yıldır evrim geçiren bir beden ve zihne sahip olduğumuzu düşünsek de bedenimizin strese tepkisi oldukça ilkel. Köpek havladığında da, trafikte bir yerden bir yere yetişmeye çalışırken de aynı stres hormonlarını salgılıyoruz: Adrenalin ve kortizol. Bu hormonlar ise vücudumuzda bir dizi tepkimeye yol açıyor. Bu tepkiler, vücudumuzun zorlu şartlar altında “sadece kısa süreliğine dayanmak için” verdiği kalp atış hızının artması, kan basıncının yükselmesi, terleme, kaslarımızın kasılması gibi tepkilerdir. Eğer uzun süre boyunca tekrar tekrar bu stres hormonlarına maruz kalırsanız tepkisel olarak bağışıklık sisteminiz baskılanır; vücudunuzdaki organ ve dokular zarar görmeye başlar.

Neden yaşlanırız, yaşlanmayı nasıl yavaşlatabiliriz?
08.04.2020
Yapılan yeni bilimsel araştırmalar gösteriyor ki yaşam süremiz DNA’mızdaki telomer’lerin kısalma hızına bağlı. Flamingolar ortalama 40 yıl, insanlar 90 yıl, fareler ise 2 yıl yaşayabiliyor. Peki neden ? Bir canlının yaşam süresi neye göre değişiyor? Kuşlar ve memelilerden oluşan 9 türü inceleyen biliminsanları bu türlerin yaşam süreleri ile kromozomları ve genleri koruyan telomer yapılardaki kısalma hızı arasında doğrudan bağlantı olduğunu gösteren bulgular edindi. Yani telomer kısalma hızı, türlerin yaşam süresine dair çok güçlü bir gösterge.” (Popular Science dergisi)

2020’nin mesajı: Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz
13.05.2020
Dünyaca çok enteresan zamanlardan geçiyoruz. 2020’yi önce yangınlarla, sonra da depremlerle karşıladığımızı ve tam da derslerimizi aldığımızı sanarken yeni bir salgının tüm dünyada patlak vermesi ile birlikte birdenbire doğru/ yanlış/ gerçek karmaşasının içinde buluverdik kendimizi. Şimdilerde, mecburen, hiç yapamadığımız kadar duruyoruz, evlerimizde zaman geçiriyor, kendimizle baş başa kalıyoruz. Sorguluyoruz, yeni kararlar alıp yeni adımlar atıyoruz. Hayatlarımızı, şimdiye kadar geçirdiğimiz tüm zamanları birer birer yad ederek.

Yeni başlangıçlara cesaretle adım atmanın yolu: Yaşam amacını keşfetmek
10.06.2020
“Herhangi bir eylem, çoğunlukla, eylemsizlikten daha iyidir; özellikle uzun bir süredir mutsuz bir duruma saplanıp kalmışsanız. Eğer o eylem bir hataysa, en azından bir şey öğrenirsiniz, ki bu durumda o artık bir hata olmaz. Eğer öylece saplanıp kalırsanız, hiçbir şey öğrenemezsiniz.”
–Eckhart Tolle.
Siz hayatla ilgili planlar yaparken, hayatın sizin için bambaşka planları olduğunu idrak ettiğiniz zamanlardan geçtiniz mi hiç?

Bilimin gözünden spiritüel öğretiler: Evrenin gizemini çözmek mümkün mü?
15.07.2020
Aslına bakarsanız… Evren, görebildiğimiz güçlerin ötesinde göremediğimiz, hatta henüz keşfedemediğimiz pek çok kuvvetin etkisi altında. Gerçek olarak bildiklerimizin ne kadarı gerçek? Bilim; insanlığın merak ve ihtiyaç duyguları ile evreni keşfetmesi yolunda kullandığımız boyutlardan, katmanlardan sadece bir tanesi ve evrenin kanunlarını belirlememize yardımcı harika bir araç. Bununla birlikte bilinçaltı dünyayı keşfimizde başka alanlar ile anlam/mana arayışımıza bir engel olmadığına inanıyorum.

Süper Genlerinizin farkında mısınız: İyi gen, kötü gen diye bir şey var mıdır?
12.08.2020
Hayatımız gerçekten de genlerimizin kontrolünde mi? Önceki yazılarımda da sıkça bahsetmiştim. Bizler kendi biyolojimizin ve inançlarımızın efendisiyiz. Yediklerimiz, içtiklerimiz, düşüncelerimiz, inançlarımız ve yaşam tarzımız ne ise, hayatımız da o yönde şekillenir; buna sağlığımız da dahil..
Kendi düşüncelerinizi yakalayın. Onlar sahip olduğunuz inançlarınızla ilgili sizlere önemli ipuçları veriyor olabilir. Belki de sadece anneniz şeker hastası olduğu için bu genetik mirası “zaten” aldığınızı düşündünüz ve inandığınız şeyi yaratarak siz de şeker hastası oldunuz. Kim bilir?

İllüzyonun içindeki illüzyon: Ya gerçek değilsek?
09.09.2020
Seminerlerimde de sık sık bahsederim. Bizler 3. varoluş seviyesinde, yani dünya düzleminde yaşayan varlıklarız. Bu seviyenin en büyük yanılsamalarından bir tanesi ise bir illüzyon içinde yaşıyor olduğumuzu unutmamız.
Bu noktada illüzyon kavramını da tanımlamak gerekir belki de. Yaratıcı’nın yüce iradesi altında -kendi inançlarımızla- yarattığımız dünyamızın içindeki sıkışmışlık halidir illüzyon… Çaresizliktir, suçlamadır, eleştirme ve hor görmedir; kızgınlıktır, kısır döngülerimizdir, hastalıklarımızdır. Bunları bizzat bizim yarattığımızdan “bihaber” yaşamaktır.

Öfke nereden gelir: Öfkenizin altında yatan 5 olası neden
14.10.2020
Şiddetli olarak bir şeye karşı çıkıyorsanız, orada kendi gölgeniz vardır. Kendinizde yok saydığınız, görmek istemediğiniz, kabullenmediğiniz, sahip çıkmadığınız bir yanınızı aslında reddediyorsunuz demektir. Öğrencilerime her zaman söylerim; eğer birine/bir şeye karşı öfke duyuyorsanız, bu konu ile ilgili kendi üzerinizde çalışma zamanınız gelmiştir. Dışarıda hiçbir şey yok. Yalandan nefret ettiğini söyleyen kişi, kendi yalanlarından nefret ediyor olabilir. Namus bekçisi olan kişi, kendi cinsel arzularından nefret ediyor olabilir.

Enerji her zaman kaynağına döner: Sonsuz olasılıklar evreninde yankılanan düşünceler
11.11.2020
“Armudun dibine düştüğü” ve “tencerenin yuvarlanıp kapağını bulduğu” bir evrende biz de koyverdiklerimizi kendimize çekeriz. Önceden tahmin edilmemiş sonuçlar doğabilir. Mesela asansörcüye nazik davranırız ve bir yıl sonra ıssız bir yolda hiç tanımadığımız bir yabancı bize yardım eder. Gözlemlenebilir bir “bu”, gözlemlenebilir bir “şu”ya sebep olmaz. Aslında bunun yerine güdü ya da davranıştaki bir değişim, daha sonra olumlu tepkilerin oluşması ihtimalini artıracak bir alanda hareket eder. İçsel görevimiz tıpkı canımız istediğinde para çekemediğimiz bir banka hesabına benzer. Birikimlerin tasarrufu, bu gücü gerisin geri hayatlarımıza salması bir kıvılcıma bakan incelikli bir enerji alanıyla belirlenir.”

Kendi yaşamınızı mı yaşıyorsunuz: Atalarınızın kaderini yaşamak zorunda değilsiniz
09.12.2020
Atalarımız tarihler boyu pek çok zorluk, mücadele, acı ve kederin içinden geçtiler. Onlardan sadece kaşımızın/gözümüzün rengi, boyumuz gibi yapısal özeliklerimizi almadık. Aynı zamanda -farkında olalım, olmayalım- bizden onlarca nesil önce yaşamış atalarımızın miraslarını -tekamül yolculuğumuzda bize/soyumuza hizmet edecek şekilde- devraldık. Örneğin atalarınızda bir göç hikayesi varsa ve geldikleri topraklarda barınmakta zorluk çekmişlerse..

Kendinizi kurban gibi hissetmeden yaşamak için 7 öneri
13.01.2021
2020 yılı tüm insanlık için pek çok ezberi bozan, beklenmedik, öngörülemez bir yıldı. Evlerde kaldık, bazen sıkıldık, bunaldık; kısaca hayatlarımıza, çalışma şekillerimize format atıldı desek yanlış olmaz herhalde. Peki pandemiden sonra hayatımıza nasıl devam edeceğiz?
Bu konuda sizler için harika bir öneri listesi oluşturdum; hayatlarınıza ışık olması temennisiyle paylaşıyorum.

Buddha gibi yaşamak: Bilgeliğe giden 8 asil yol
10.02.2021
Hz. İsa’dan 500 sene sonra yaşayan ve dünya tarihinin gelmiş geçmiş en bilge insanlarından biri olarak kabul edilen Hz. Buddha, dünyamızda aydınlanmanın öncülerindendi. Onu bu kadar değerli kılan Nepal’de bir kralın oğlu olarak doğmuşken daha yirmi dokuz yaşındayken sarayı terk etmesi ve bir keşiş olması mı, yoksa -bizlere söylendiği gibi- bir ağacın altında aydınlanması mıydı, bilinmez. Ölümünün üzerinden iki bin yıl geçmesine rağmen aydınlık mesajları hala milyonlarca insan tarafından okunuyor ve benimseniyor. Gelin bu kutsal öğretilere birlikte bakalım…

Kaderimizi belirleyen seçtiklerimiz değil, vazgeçtiklerimizdir
10.03.2021
Başkalarını kolaylıkla yargılama hakkını buluruz kendimizde, fakat bilmeyiz ki en büyük yargılarımız kendimize, en büyük derdimiz kendimizle. Yaşadıklarımız bazen o kadar ağır olur ki, içimize dönme cesaretini göstermek zorunda kalırız, çünkü nefessiz kalmışızdır. Başkaları bizi anlamıyorken, asıl kendimizi anlamadığımız gerçeğini idrak etmek kolay mıdır? Her zaman değil.

Hangi ruh eşinizle birliktesiniz: 7 farklı ruh eşini keşfedin
14.04.2021
Ruh eşi kavramı çağlar boyu insan zihnini meşgul eden kavramlardan bir tanesi. Öyle ki belki de çoğumuz hayatını, mükemmel bir ruh eşinin hayaliyle yaşıyor. Peki hayalini kurduğumuz ruh eşimizle bir araya geldiğimizde her şey mükemmel mi olacak? İşte bu, hayatınıza hangi ruh eşinizi aldığınızla birebir doğru orantılı. Ruh eşi, bizim zamanlar boyunca aşık olduğumuz ruhlardır, aranızda duygusal bir çekim olduğu kadar, zihinsel ve ruhsal bir manyetizma da olduğu için farklıdır. Bilinenin aksine bir yaşam boyunca tanışabileceğimiz birden fazla ruh eşimiz vardır.

Kendinize değer verin ki hayat da size değer versin
19.05.2021
Evrenin yasaları şöyle der: “Neyi elinde tutma çabası/gayreti içinde olursan onu senden geri alabilirim. Ki kendi varlığını -hiçbir şeye bağlı kılmadan da- yaşayabileceğini öğrenebilesin.Hayatının merkezinde sadece kendin olmalısın. Sadece kendine yaslanmalısın.” Çoğu zaman tutumlu olduğumuzu sanıp aksine kıtlık bilincine doğru evriliyoruz. Parayı sürekli elimizde tutma içgüdüsü buna en güzel örnek. Halbuki evren hareketi sever, devinimi sever

Kapitalizm, şehir, esnek çalışma: Fabrika ayarlarına dönebilecek miyiz?
09.06.2021
Kentlerde yaşayan bireyler ya da kentleşmiş bir toplum olmak bizi doğanın bir parçası olmaktan koparmadı. Ya da şöyle söyleyelim, doğanın esamisinin bile okunmadığı hayatlar yaşıyor olsak da, beton yığınlarının çevrelediği, yollarında yüz binlerce aracın cirit attığı, en basit işlerin bile büyük kısmının makinelerle yapıldığı, üst üste dizilmiş sefer taslarında yaşıyor olsak da bedenimiz hem kendi iç biyolojik işleyişi hem de en basitinden mevsimlerle ilişkisi açısından doğanın bir parçası olarak işlemeye devam ediyor.

Frekans dünyasına adım atın: Healy Wellness Cihazı
07.07.2021
Healy Wellness cihazı bize nasıl yardımcı olur?
-
Yaşam enerjimizi yükseltir, dengeler. Aynı anda 7 enerjitik bedenimizde çalışarak, bilinçaltımızdaki blokajlarımızı bize söyler ve temizler.
-
Hafıza ve öğrenme modülleri ile zihinsel performansımızı destekler.
-
Organlarımızın bioenerjitik dengesini düzenler.
-
Cildimizi, saçlarımızı ve güzelliğimizi destekler.

Değişimi gerçekten istiyor musun: Konfor alanının dışına çıkma zamanı
11.08.2021
Hayatının değişmesini kimler ister? Sanırım hepimiz. Daha iyi şartlar, daha iyi bir kariyer, daha fazla bolluk, bereket, başarı, huzur… İyinin iyisi her zaman var, her zaman var olacak… Her zaman daha iyisini isteyeceğiz… Peki konu harekete geçmek olduğunda neden bu isteği koruyamıyoruz? Bizleri daha iyi versiyonumuza ulaşmaktan alıkoyan şey nedir?

Bütünsel olarak iyi olmanıza yardımcı olacak 7 adım
08.09.2021
“Fiziksel olarak, evrenden ayrı olduğumuz hissinin yanlışlığını fark etmek kolaydır: ‘Külden, küle’ dönüşmüyoruz, hayat bulmuş külleriz hepimiz. Geçici bilinçlilikle evrenin bir parçasıyız, fakat asla evrenden ayrı değiliz. Spiritüel çalışmalarda arayış sözcüğünün bu kadar sık kullanılması tesadüf değildir.” Dr. Gabor Mate

Bolluk ve bereket bilincine uyanın: Çekim yasası ve inançlarımız (Online Atölye)
13.10.2021
*Parayla ilişkiniz nasıl?
*Yoksulluğa, kıtlık bilincine, mücadeleye ihtiyacınız olmadan da refah içinde yaşamanız nasıl mümkün olur?
Atölyemiz online videolardan ve dönüşüm çalışmalarından oluşuyor. Kayıt onayınızı e-posta yoluyla alıp çalışmalara evinizin konforunda, saat farkı olmadan dilediğiniz zaman katılabilirsiniz.

Teslimiyet bilmecesi: Kendimi mucizelere nasıl açarım?
10.11.2021
Teslimiyeti, "Artık hiçbir şey benim canımı sıkamaz,” ya da “Artık hiçbir şey umurumda değil,” tutumuyla da karıştırmayın. Eğer ona yakından bakarsanız, böyle bir tutumun gizli içerleme şeklinde bir olumsuzluk içerdiğini de görürsünüz, bu yüzden o kesinlikle teslimiyet değil, “maskeli dirençtir.” Teslim olurken içinizde herhangi bir içerleme kalıntısı kalıp kalmadığını görmek için dikkatinizi içinize yöneltin. Bunu yaparken çok uyanık olun; aksi takdirde, bir direnç kalıntısı karanlık bir köşede bir düşünce ya da kabul edilmemiş bir duygu olarak saklanmayı sürdürebilir.

Uyanış sürecinizi hızlandıracak 5 önemli adım
08.12.2021
Hepimiz bu dünya düzleminde en iyi versiyonumuz olmak için varız. Bu yolculuk pek çok kutsal metinde “uyanış” olarak geçer. Uyanış ise kendi gücümüzü idrak etmekten ve farkındalıktan geçiyor. Peki, uyanış sürecimizi hızlandırmak ve bunu bilinenin aksine daha az sancılı bir hale getirmek mümkün mü? İşte sizlere Tanrı ile Sohbet kitabının muazzam rehberliği eşliğinde uygulayabileceğiniz beş adım:

Yaşam enerjimiz Prana nedir: Prananıza iyi bakabilmeniz için 3 püf nokta
12.01.2022
Prana her nefes alışverişimizde eterik bedenimizin genişliğini etkiler. “Nefes Almanın Bilimi” kitabında “prana halesinin” vücudun çevresindeki doğal uzunluğunun nefes alma sırasında 10 parmak ve nefes verme sırasındaysa 12 parmak olduğu belirtilmiştir. Diğer zamanlarda eterik bedenin büyüklüğü şu şekilde belirtilir: Yemek yerken ve konuşmada 18; yürürken 24; koşarken 42; partnerle birlikte yaşamda 65; uykuda 100 parmaktır. Mutluluk, neşe ve dinginlik hayatınızda yoğunlaştıkça çok daha sağlam ve geniş bir pranaya sahip olabilirsiniz.

Atalarınızın kaderini yaşamak zorunda değilsiniz
09.02.2022
Arzuladığınız hayatı yaşıyor musunuz?
Yoksa başkalarının size uygun gördüğü hayatı mı yaşıyorsunuz?
Hep aynı kısır döngüleri deneyimliyor ve kaderinizi, ebeveynlerinizi, patronunuzu mu suçluyorsunuz?

Sözcüklerin gücüne uyanın: Kendi kendinizi sabote ediyor olabilir misiniz?
09.03.2022
Kendinin sürekli çirkin olduğunu düşünen ama gerçekte inanılmaz güzel bir kız çocuğu ile tanışmıştım. Yakınları çocuğun kendini neden bu kadar çirkin bulduğuna bir türlü anlam veremiyorlardı. Onlara tek bir soru sordum: “Bebekken onu nasıl seviyordunuz? ‘Çirkin’ gibi sözcükler kullandınız mı hiç?” Ve yakını birden panikle duraksadı: “Ah, güzelliğine nazar değmesin diye onu bebekken sürekli ‘çirkin şey’ diye severdik!” İşte yaşamın denklemi bazen bu kadar basit olabiliyor.

Hayatta karşımıza çıkan zorlukların anlamı ne?
13.04.2022
Bu dünyada çok az şey “tesadüfen” meydana gelir. Yaşadığınız pek çok zorluk ve acı, ruhunuzun bizzat dünyaya gelmeden önce seçmiş olduğu derslerde ustalaşmak amacıyla, yine bizzat kendi ruhunuz ve yüksek benliğiniz tarafından “yaratılır”. Yaratmakla da kalmaz, bu dersleri size en yüce şekilde öğretecek “katalizör” insanlar getirir hayatınıza. Tüm bunlar yaptığınız ruhsal kontratların sonucu olarak hayatınızda vuku bulur.
